Melek-Yuzlum ask pinari 'nin melek yuzlusu
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 363 Tecrübe : 664 Teşekkür Almış : 26 Kayıt tarihi : 21/11/09
| Konu: aç arpa boyuydu aşk-ı sen / GİTTİN../Sakın beni anLamaya kaLkma / Perş. Mayıs 19, 2011 3:22 pm | |
| Sakın beni anLamaya kaLkma
İstersen hiç başlamasın Yarım kalsın.Öyle olduğu yerde Belkide daha iyi olur ne dersin?Daha fazla hayal kırıklığının ne sana ne de bana faydası olmazki.
Onca yanlıştan sonra aşkın çokta fazla önemi olmazolmuyor.. Kırıla kırıla onaracak yer kalmıyor yürekte. Kaçıncıya onardıysak o kadar kırıldı işte
Yarım kalsın daha iyi. Tadı başka tenlerde arasakta birbirimiziihmal ettiğimiz onca duygu ve diğerleri. Hüzünler.. Kaç mutluluk bu hüzünleri yok edebilir.
Matematiğini aşka dök bakalımne kadar koruyucu oluyor mantığın.
Bunlar değil benim isteklerim.Biliyorsun bunlar değil.. Beni iyi tanıdığını iddia ederken geçmişmiydi aklından aslında beni ne kadar iyi tanımadığın?
Yarım kalsıneksik kalsınbittiği yerde yani bitirdiğin KALPTE kalsın bu aşk !
Ve başka hiçbir tenden sorma yenilgileriniterkettiğin sevinçlerini bende kalsınhayaller kalsınöylece olduğu yerde! eğer böyle olmazsa yıllar sonra tozlu raflarımızda bile bulamayacağız birbirimizi..
Bırak halatlarını çöz attığın demirleri yak dalgalandırdığın beyaz bayrağını yapay sevinçlere bürün sahte kahkahalar at kazı kendini beynimden ve git.
bir daha da sorma kimseden.Geçme hayallerimden karda yürüdüğümüz yolun her taşını sök ve git. Yaşanmışlıkları nasıl olsa unutursununutulurneler unutulmuyorki.. Yeniden aşık oltutul benim gibi..
İşte o zaman kimsenin gamzelerini farketmediğini anladığın zamansakın geçme aklımdan sorma beni başka tenlerden.. O zaman hiç yapmadığın bişeyi sakın yapma
sakın beni anlamaya kalkma.. [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]kaç arpa boyuydu aşk-ı sen kaç buğday esmerliğiydi hasret..
I bilirmisin göğün mavisinde vurulurken güneş ay donarken avuçlarımda kaç öpücüktü dudakların gözlerimde çürüyen..
şimdi geç kalmış bir mevsimde karasal iklimler sürüyor senliğim baharları ertelenmiş bilmem kaçıncı yıllara ayaz bir coğrafyada unutulmuş gibiyim soğuk mu soğuk eksi bilmem kaç derecedir sensizliğim..
kaç gelincik bozgunuydu aşk-ı sen kaç kızılca vurgundu ölüm..
II bilirmisin günün yorgunluğuda batarken güneş yıldızlarkayarken gözlerinden kaç umuttu bakışlarımla dilenen..
şimdi avuntusuz bir ömürde kahır dolu günler yaşıyor senliğim yeminleri dilinde hala saklı kan kızıl bir toprağa gömülmüş gibiyim küflü mü küflü geçmiş bilmem kaç hüzündür nadassız ektiğim..
kaç yaşanmamışlıktı aşk-ı sen kaç yarımca kalmaktı böyle.. GİTTİN...
tam da böyle çıkmalıydın hayatımdan tam da böyle bitmeliydi
gök gürültüleriyle uğurlamalıydım seni sessiz sedasız olamazdı gidişin...
kapılar çarpılmalıydı yılların yüzüne kırılmalıydı ne varsa kırılması gereken tabakçanakbardakvazo... yüreğim...
hıçkıra hıçkıra bağıra bağıra anlamalıydı zaman... gösterebilmeliydim gözyaşlarımı.. buruk bir veda olamazki benimki
tokat gibi çarpmalıydım gözyaşlarımı... duvarları yumruklamalıydım giderken vurduğum benmişçesine
böyle olmalıydı yaşanılan yıllara yakışmalıydı gişin...
içimden bir ateş topu sökercesine yakmalıydın canımı bir parçamı alıp gitmeliydin ya beni ya dünyamı
herkes bilmeliydi anlamalı... duymalıydı... işte tam böyle olmalıydı gidişin...
ama sustum... kimse bilmedi gittiğini... ve benim bittiğimi... | |
|