.:: ASK-PINARI ::.
Hos Geldiniz __KaPtaN__
.:: ASK-PINARI ::.
Hos Geldiniz __KaPtaN__
.:: ASK-PINARI ::.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.:: ASK-PINARI ::.

WhatsApp - +38977985449
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ibret Verici Iki Hikaye

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Melek-Yuzlum
ask pinari 'nin melek yuzlusu
ask pinari 'nin melek yuzlusu
Melek-Yuzlum


Cinsiyet : Kadın

Mesaj Sayısı : 363
Tecrübe : 664
Teşekkür Almış : 26
Kayıt tarihi : 21/11/09

Ibret Verici Iki Hikaye  Empty
MesajKonu: Ibret Verici Iki Hikaye    Ibret Verici Iki Hikaye  EmptyPerş. Mart 31, 2011 10:09 pm

Ibret Verici Iki Hikaye  Portrait_from_the_desert_by_h9351

Allah Mazlumları Zorbalardan Korur
İbrahim Aleyhisselam'ın bir kıssası vardı. Bir zaman İbrahim Aleyhisselam, eşi Sare validemizle birlikte Mısır'a gider. O devirde Mısır'da Firavunlar hüküm sürmektedir. Firavun zulümde en zirveye çıkmıştır. Şehrin giriş ve çıkışları kontrol altındadır. Gelen gidenlerin haberleri anında Firavuna bildirilmektedir. Özellikle kadınlara karşı zaafı olan Firavun, gözüne kestirdiği kadını yanında alıkoyuyordu.

Görevliler Sare validemizi alıp, Firavun'a götürmek isterler. İbrahim Aleyhisselam'a sorarlar:

- Bu kadın senin neyindir?

İbrahim Aleyhisselam:

-Benim kardeşimdir, der.

Sonra da Sare validemizin yanına gidince ona bir açıklama getirir:
-Bugün bana senden sordular, ben de seni kardeşim olarak tanıttım. Sana da sorarlarsa beni yalancı çıkartma. Bu memlekette Allah'a inanan ikimizden başka kimse yok. Seninle eş olmanın yanında aynı zamanda iki din kardeşiyiz. Benim onlara kardeşimdir demem, din kardeşliği açısındadır.

Bekledikleri an geldi, Firavun Sare validemizi istedi. Görevli adamların eşliğinde Sare validemiz zorla Firavunun huzuruna çıkarıldı
Hadisi Şerifte Firavun zorba olarak anlatılmaktadır. Zorba Sare'ye yaklaşmak için oturduğu yerden ayağa kalktı. Sare o sırada zorbadan izin istedi, abdest alıp iki rekât namaz kıldı ve şu niyazda bulundu:

"Ya Rabbim!Sana ve gönderdiklerine iman etmişim. Bu ana kadar kocamdan başkasına karşı ırzımı, namusumu korumuş isem, şu kâfiri üzerime saldırtma, beni ondan koru!"

Firavun da Sare'yı bekliyordu. Namazını kılıp duasını eden Sare validemiz, Firavunun yanına döndü. Firavun kaldığı yerden tekrar yaklaşmaya başladı. Tam o esnada Firavunun ayakları kendini tutmaz oldu, olduğu yere yıkılıp kaldı. Aciz duruma düşen kuş gibi çırpınmaya başladı. Bu durumu gören Sare validemiz endişeye kapıldı, Firavun bu halde ölecek olsa, sorumlu onu tutacaklardı. Sare validemiz yine Rabbine yöneldi:

"Ya Rabbim!
Bu ölürse, benim üzerime atarlar, onu eski haline getir."

Zorba eski durumuna geldi. Ancak Sare'den de vazgeçmemişti. Tekrar Sare validemizin üzerine yürüdü. Sare validemiz bu sefer de izin istedi. Namazını kıldı, duasını yaptı ve aynı hadise cereyan etti. Bu olay üç defa tekrarlandı.

Firavun yaşadıkları karşısında dehşete düştü. Adamlarına emirler verdi:

-Bu kadını aldığınız yere götürün. Bana kadın diye getirdiğiniz şeytanın ta kendisidir. Benden uzak olsun, yanına cariyelerimden birini de verin.

Böylece Sare validemiz, Firavunun zulmünden, tecavüzünden korundu. Bir de yardıma mahzar oldu. Sare eşinin yanına gelince:

-Ey İbrahim! Rabbim beni zorbanın şerrinden korudu, bir de şu cariyeyi bize ihsan eyledi, dedi.

Bunlar Mevla'mızın ayetlerindendir, her bir ayette insana bir mesaj vardı
r.


Ibret Verici Iki Hikaye  17987616_15674335_138368088_440f696a26

Kadına Yanlış Fikir Veren Komşu

Ebû Müslim Havlânî, mâneviyat büyüklerinin hem de ileri gelenlerindendir. Kendisi ibadette, ahlâkta, zühd ve takvâda örnek bir tasavvuf büyüğüdür. Tâbiîn zamanında İslâma girmiş, ciddî bir araştırma tahkikten sonra girdiği İslâmda öylesine ilerlemiş ki, kendinden önce girenler ondan sonraya kalmış, ondan feyiz alıp nasihat dinler olmuşlardır.
Ebû Müslimin kendisi ilerleyip de hanımı geride kalmış değildi. Hanımı da hemen kendisine yakın şekilde mânen ilerlemiş, beyinin takvâsına yaklaşan bir iktisad ve kanâat ehli hâline gelmişti.

Bu yüzden birlikte oruç tutarlar, birlikte gece namazı kılarlar, yine birlikte vakit namazlarına hazırlanırlardı.

Hattâ Hılletül-Evliyâda anlatıldığına göre, Ebû Müslim camiye giderken tekbir alarak evinden çıkar, namaza yönelirdi. Hanımı da onu tekbirle uğurlar, yine tekbirle karşılardı.

Ancak, bir gün durum değişti. Ebû Müslim, cami dönüşü evinin avlusuna girdiği halde tekbir sesi işitmemiş, bunun bir sebebi olacağını düşünmeye başlamıştı. Halbuki hanım evden dışarıya da pek çıkmaz, habersiz bir yere gitmezdi.

Hayırdır inşâallah, diyerek kapıdan giren Ebû Müslim, az sonra elinde yemeklerle hanımının geldiğini gördü. Sofrayı hazırlayan hanım şöyle bir köşeye Offf! diyerek yığılıverdi.

Ebû Müslim şüphelenmeye başladı:

Hanım, sende bir değişiklik var, nedir bu oflamalar?

Cevap verdi:

Ne olacak, yorgunluk, bitkinlik! Bütün gün ev işleriyle meşgul oluyor, yorulup bitkin düşüyorum. Halbuki sen halifenin huzuruna girince bir hizmetçi istesen, seni kırmaz hemen verirmiş.

Hanım, halifenin bana hemen bir hizmetçi vereceğini nereden biliyorsun? Benim böyle itibarım var mı ki?

Varmış!

Nereden biliyorsun?

Nereden olacak, işte komşu kadını! O, senin böyle yüce bir itibara sahip olduğunu söyledi. Hem halifeden sadece hizmetçi değil, başka daha neler istesen alırmışsın. Onun için nüfuzunu kullanmanı, hizmetçi ile kalmayıp biraz da maddî yardım talebinde bulunmanı istiyorum.

Kendisini tekbirlerle namaza uğurlayıp, yine tekbirlerle karşılayan hanımının birden fikrinin bozulup dikkatinin dağıtıldığını gören Ebû Müslim, buna çok üzülür, ne yapacağını şaşırır.

Halife Hz. Muâviyeden böyle bir talepte bulunmayı asla istemez ama, kadın da bunda ısrar eder:

Bu defa gazaba gelen büyük velî, elini açar ve bedduasını yapar:

Allahım, beni tekbirle namaza gönderip yine tekbirle karşılayan bu sâliha kadının kim fikrini çeldi, aklını bozdu ise, onun gözünü kör eyle!.

O anda evin öteki köşesinde bir feryat kopar!

Ortalığı aydınlatın, gözlerim görmüyor!

Meğer geçim bozup, yuva yıkmakla meşhur olan komşu kadını henüz evdeymiş, birdenbire dünyasının karanlığa gömülmesini ışığın sönmesine hükmetmiş.

Ancak, bunun ansızın gelen körlükten başka bir şey olmadığını anlayınca başlamış büyük velîye yalvarmaya: Ben ettim, sen etme!...

Bundan dolayı derler ki:

Dindar hanımlar, dindar olmayan kadınların verdikleri yanlış fikirleri dinlememeli, yanlış fikir verenler de günün birinde mutlaka bir belâya uğrayacaklarını hatırdan çıkarmamalıdır!..

Nitekim komşu kadını yanlış fikir verdi, körlük cezasına müstahak oldu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dostum
Co-Admin
Co-Admin
Dostum


Cinsiyet : Erkek

Mesaj Sayısı : 460
Tecrübe : 898
Teşekkür Almış : 10
Kayıt tarihi : 08/11/09

Ibret Verici Iki Hikaye  Empty
MesajKonu: Geri: Ibret Verici Iki Hikaye    Ibret Verici Iki Hikaye  EmptyPerş. Mart 31, 2011 10:13 pm

allah razi olsun yürehine saglik
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ibret Verici Iki Hikaye
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Üç Heykel-Ders Verici Hikaye
» BIR YILANIN Hz Muhammed (sav)'e Aşkı.//VE 4 GUZEL HIKAYE
» İbret – Arap Filmi Türkçe alt yazılı (Dört Bölüm Halinde)
» 3 TANE KOMIK HIKAYE :)))
» 2 Tane DİNİ Hikaye...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
.:: ASK-PINARI ::. :: ╚²°11╝ ╠®İslam Ve İnsan®╣╚²º11╝ :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: